Genelde Türkmen ağızlarını, özelde de Çardak ağzını farklı kılan en önemli özellik, bazı kelimelerin telaffuzları ve vurgulamalarıdır. Söyleniş biçimlerini bazı özel işaretlerle yazıya dökmek mümkün olduğu halde, vurguları yazı ile ifade etmenin imkânı yoktur. Vurgular ancak dinlenerek kavranabilir. Ve ancak bir yöre ağzını bu şekilde taklit etmek mümkün olabilir. Çardak ağzını da özel kılan bazı kelimelerin söyleniş biçimidir. Fiil çekimleri de Çardak ağzına özgüdür.
Çardak ağzı, Doğu Anadolu Türkçesinin özelliklerin taşır. Aşağıda da görüleceği üzere gerek fiil çekimleri, gerekse bazı kelimelerin söyleniş biçimleri bu görüşümüzü desteklemektedir. Örnek vermek gerekirse, Batı Anadolu ağızlarında, “peynir” denilirken, Doğu Anadolu ve Azerbaycan Türkçesinde “pendir” denilmektedir. Bu kelimelerle kastedilen nesne aynı, söyleniş farklıdır. Hatta kelimeler farklıdır. Yine, Batı Anadolu, “yıldız” derken, Doğu Anadolu ve Azerbaycan “ıldız” demektedir. Çardakta da bu söyleniş biçimi halen muhafaza edilmektedir. Bunun sebebini Çardak halkının tarihinde aramak icap eder. Akkoyunlu Türkmenlerinin tarihlerinde aramak icap eder. Bilindiği üzere Akkoyunlu devletinin yıkılışından ve akabinde Diyarbakır’ın Osmanlılarca fethinden sonra bölgede bulunan Akkoyunlu bakiyesi Türkmen Toplulukları, “Bozulus” adı altında teşkilatlandırılmıştır. Bu Teşekkülün yaklaşık yüz yıl sonra Batı Anadolu’ya göç etmesi ile Batı Anadolu’da konar göçer Türkmen toplulukları ve bilahare Türkmen köyleri görülmeye başlamıştır. Çardak Türkmenleri de bu teşekkülün mensuplarıdırlar. Konuştukları Türkçe de bundan dolayı Doğu Anadolu Türkçesi özellikleri taşımaktadır.
Çardak ağzının özelliklerini kavrayabilmek için, bu ağzın bazı hususiyetlerinden bahsetmek ye-rinde olacaktır.
ü Yıldız, yıldırım, yüz (surat anlamında) gibi bazı kelimelerde “y” sesi düşer. Kelime, “ıldız, ıldırım, üz” vb. şeklinde söylenir.
ü Genizden gelen (n) sesi halen muhafaza edilmektedir. Bu sesi bu günkü alfabemizde i- ifade eden bir harf bulunmamakla birlikte, Osmanlı alfabesinde, üzerinde üç nokta bulunan “kef” harfi ifade etmekte idi. Ör;
1. Deniz, Yeni, Don (buz anlamında), Yalnız, Gen (yabani ot bürümüş tarla). Çelen, Ya- naz. Bu kelime ler deki “n” sesleri genizden telaffuz edilir.
2. İkinci tekil ve ikinci çoğul şahıslarla ilgili ifadelerdeki “n” sesleri de genizden telaffuz edilir. Bu takdirde “n” den bir önceki ünlü ses uzatılarak telaffuz edilir. Ör:
Geliyniz (Geliyorsunuz), Ohuynuz (okuyorsunuz), yazıynız vb.
ü Kökeni Türkçe olmayan ve “L”, “R” sesleri ile başlayan kelimelerin başına, ses uyumuna göre istisnasız, ı, i, u, ü sesleri getirilir. Bu Takdirde kelimelerin söylenişleri şu şekli alır;
İrecip (Recep),
Iramazan (Ramazan),
İremzi (Remzi),
İlistir (Roster, çelik veya bakır süzgeç anlamında),
İlaan (Leğen),
Üleş (leş)
Urum (Rum)
Örüzger (rüzgâr)
ü “b” ile başlayan kelimelerde ikinci ünsüz ses “n “ ise; kelime başındaki “b” sesi yumuşa- yarak “m” sesine dönüşür. Ör; Ben: Men, Boncuk: Muncuh, binmek: minmek vb.
ü Bazı kelimelerde ifadeyi kuvvetlendirmek için ortadaki ses şeddeli olarak telaffuz edilir. Ör; Sakız: Sakgız, Eşek: Eşşek, Sakal: sakgal, vb.
ü “ğ” sesi üzerine basarak telaffuz edilmez. Bu harfin geçtiği kelimelerdeki “ğ” sesi bir ön-ceki sesli harfin uzatılması şeklinde telaffuz edilir. Ör: Dağ: daa, Geleciğik: geleciik (ge-leceğiz anlamında, fiil çekimi) vb.
ü Genel kural olmamakla birlikte bazı kelimelerdeki “u” sesi “ı” sesine dönüşür. Ör; “yumurta: “yımırta” kelimesinde olduğu gibi.
ü Kelime başında bulunan “d”, “g” gibi sesler, bazı kelimelerde sertleşerek “t” ve “k” seslerine dönüşürler. Örnek: Giyim: kiyim, göynek: köynek, geyik: keyik, dikmek: tikmek, dökmek: tökmek, vb.
Biz, farklı bulduğumuz söyleyiş biçimlerini (telaffuzlarını) İstanbul Türkçesi ile karşılaştırarak vereceğiz. Ki, okuyucu kıyaslama imkânı bulabilsin, bizden sonraki nesiller de atalarının Türk-çe’yi nasıl konuştuklarını anlayabilsinler.
Kelimenin Çardak Ağzı Söylenişi: İstanbul Ağzı Söylenişi :
Pendir, Peynir.
Pambıh Pamuk.
Ürek Yürek
Böğrek Böbrek
Gurşah Kuşak
Terevzi Terazi
Ildız Yıldız
Ildırım Yıldırım
Üz Yüz (Surat anlamında)
Eşgi Ekşi
Gohuh Kokmuş
Orasbı Orospu
Fadıma Fadime
İmmaanı Ümmühan
Meemet Mehmet
Ehmet Ahmet
Alı Ali
Arzı Arzu
Irızgı Rızık
Fatma’nim Fatma Hanım
Hanim Hanım
Anşa Ayşe
İriyza Raziye
FİİL ÇEKİMLERİ
Çardak Ağzı İstanbul Ağzı
1. Geçmiş zaman;
İstanbul ağzı ile hemen hemen aynı olan bu çekimde, yalnızca ikinci çoğul şahıs çekimi Çardak ağzına has özellik gösterir. Bir başka özellik de, ikinci tekil ve ikinci çoğul şahıs eki olan “n” sesinin genizden telaffuz edilmesidir.
Geldim Geldim Geldin Geldin Geldi Geldi
Geldik Geldik Geldiiz Geldiniz Geldiler Geldiler
b. Bu Çekim şekli Çardak ağzına özgüdür. Azerbaycan şivesindeki “gelibem, gelibsen vb.” şeklindeki çekim ile aynı anlamdadır. Azerbaycan şivesindeki “b” sesi, Çardak ağzında “k” se- sine dönüşmüştür. “di” li geçmiş zaman çekiminden farkı, daha yakın bir geçmiş zamanı ifade etmesidir.
Geliğem - Geliksen - Gelik -
Geliyk (kullanılmaz) - Geliksiz - Gelikler -
2. Şimdiki zaman;
İstanbul ağzındaki “…yorum” eki, Çardak ağzında “y” sesine düşmüştür.