Endüstri çağı öncesinde el işçiliğine dayanan her türden üretim için kullanılan zanaat sözcüğü ayakkabıcılıktan taşçılığa seramikçilikten dokumacılığa kadar her türlü etkinliği ifade etmektedir.
Sanatsal etkinliklerin güzel sanatlar zanaatlar olarak iki ana grupta değerlendirilmesi Rönesansta ortaya çıkmıştır.Daha öncesinde hem sanatlar tek bir genel kategori içinde toplanmış bulunuyordu.
20. yüzyıla kadar güzel sanatlar dışında kalan tüm beceriler "zanaat" olarak adlandırılırlarikinci derecede bir önem kazandılar.Böylesi bir "zanaat" anlayışının varlığından ötürü bugün üstün sanatsal kaliteye sahip olduğu kabul edilen örneğin maden işleri ahşap oymacılık halk mimarisi ürünleri dikkate değer nitelikte görülmemiştir. Benzer gelişmeler Türkiye'de de gözlenebilir.19. yüzyılın ortalarına değinTürkiye'de de sanat - zanaat ayırımı gibi yapay bir bölümlendirme söz konusu değildir.Batılı anlayışta sanatın bununla bağlantılı olarak güzel sanatlar kavramının gelişiyle birlikte aynı tutum ortaya çıkmıştır.
Bu kavram karşılığında Türkçe bir sözcük mevcut olmadığı içinde Arapça kökenli "zanaat" sözcüğü tümüyle kuraldışı olarak türetilmiştir.19. yüzyılın ortalarında İngiltere'de Arts and Crafts atımı zanaatların yeni olumlu bir bakışla değerlendirilmesi yönünde güçlü bir etki yaratmıştır.
Zanaat - sanat ayrımına indirilen en kesin darbe ise 1910'lardan itibaren başlayan çabalar sonucunda ortaya çıkmıştır.Günümüzde zanaat kavramı tümüyle değerden düşmüştür.Çağdaş sanat anlayışı estetik içerik taşıyan her tür üretim mimarlıktan endüstri tasarımına halıdan seramiğe kadar tüm beceri tasarımları sanat kapsamı içinde ele almaktadır.