Konu: Cevşen, okuyana manevi bir lezzet veriyor Cuma Kas. 28, 2008 12:41 am
Cevşen`i Şii Müslümanların uzun yıllardır okuduğunu ifade eden Fırıncı, Bediüzzaman`ın Cevşen`i Türkiye`de yaşayan sünnilere tanıttığını belirterek `Biz Cevşen`in, Cenab-ı Hakk`ın esmasının, sıfat-ı ilahinin pekçok yüksek vasfını zikreden bir münacat-ı Peygamberi olduğunu biliyoruz. Bediüzzaman Hazretlerinin de kaydettiği gibi Hazreti Peygamberin sıcak Arap yarımadasında harplerde zırh giymek mecburiyetinde oluşu sırasında hadis-i kudsi manasıyla taraf-ı ilahiden ikram edilen bir münacattır Cevşen. `Onda, Kur`an-ı Azimüşşan`daki bütün duaların hülasası vardır. İlahi bir münacaattır. Uzun asırlar Şii Müslümanlar devamlı onu okuduğu halde Sünni Müslümanlar uzak kalmış bu yüksek duadan. Elli altmış yıl sene önce Bediüzzaman`ın bütün herkese okuduğu evrad olması itibarıyla Risale-i Nurları okuyan mü`minler de ona ittibaen okuyorlar` yorumunda bulundu. CEVŞEN HERGÜN OKUNMALI Hayatı anlamlandırmak için Cevşen`in hergün okunması gerektiğini söyleyen Fırıncı, `Bediüzzaman`ın koyduğu sıralamaya göre 1957 sonlarında yazımını tamamlayan Mustafa Acet 1958 yılında bastırmıştır. Büyük Cevşen ismiyle andığımız bu münacaat kitabının ilk bölümü Cevşen duasından oluşuyor. Diğer kısımlarında ise Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin münacaatı, Peygamberimize salavatlardan oluşan Delail-ünnur, Münacaat-ı Kur`aniye gibi muhtelif dualar var. Hazreti Üstad bunu kendisi tanzim etti. Talebesi Ceylan Çalışkan nezaretinde kaleme alındı. İlk baskıda Cevşen`in arkasından Münacaat-ı Kur`an geliyordu. Sonraki baskıda Nakşibendi Hazretlerini evradını koydu Üstad. Ve öyle devam etti. Cevşen okunduğu zaman öyle bir ruh lezzeti husule getiriyor ki hayatı parlak ve şeffaf görmek için hergün bir miktar okumak lazım. Bazıları hergün tamamını okuyor, bu yapılamasa da en azından bir miktar okumak lazım. Ben umumi vasıtalarla yolculuk yapıyorum. Cevşen`i de yanımda taşırım. Eğer vasıtada oturma imkanı bulduysam hemen bir miktar okurum. Cevşen hem manevi bir kalkan ve siper, hem de feyiz kaynağıdır. Onun nimet-i Rabbaniye olduğuna şüphe yok` dedi. Yeni Asya/ İstanbul 26.01.2006