Kuran’da, Faiz yiyenler şeytanın çarpmasına benzetilmiştir, ne demektir?
Yazar
Mesaj
Konu: Kuran’da, Faiz yiyenler şeytanın çarpmasına benzetilmiştir, ne demektir? C.tesi Kas. 15, 2008 9:22 am
Genel olarak “faiz” kelimesiyle ifade edilen riba; tartısı ve ölçüsü belli olan bir malı aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile, bir karşılığı olmaksızın, peşin veya veresiye olarak değiştirmektir.
Kuranı Kerimde, faizin haram olduğu ve yiyenlerin kabirlerinden şeytan çarpmış gibi kalkacakları bildirilmektedir:
“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların, ‘Alım-satım da tıpkı faiz gibidir’ demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.” (Bakara, 2/275)
Ayette geçen “şeytan çarpmış gibi”, ifadesini Merhum Elmalılı Tefsirinde şöyle açıklar: Bunlar anlaşılmaz gizli sebeplerden ileri gelen fena hastalıklar olduğu için cinlere ve şeytana nisbet edilerek "cin tutmuş", "şeytan çarpmış" denile geldiği de herkesçe bilinen bir şeydir. Bunların böylece şeytana nisbet edilmesi hakikat mı, mecaz mı olduğu meselesi ayrıca tartışma konusu yapılmış ise de, burada asıl mânâ aşikârdır ki, fenalığın dehşetini ve gizli sebeplere dayandığını göstermektir.
Bunlar faiz ile emek ve iş sahiplerinin çalışmalarının ürünü olan şeyi alıp, onunla geçindiklerinden tembellik içinde yatar, rahat ve hızlı bir şekilde uyanamazlar, hemen kalkamazlar; pek çoğu yataklarında şeytan çarpmış gibi saatlerce gerneşerek, ağzını, yüzünü buruşturarak, sendeleye sendeleye kalkarlar. Bütün hayatları faiz düşüncesi ile ve onun dedikodusu ile geçer, düştükleri zaman da bellerini doğrultamazlar. Fakat asıl mesele bu değil, bunlar karınlarını faiz ile doldurduklarından dolayı bir hadis-i şerifte de beyan buyurulduğu üzere, kabirlerinden kalkarken genellikle saralı veya deli halinde kalkacaklar ve bu hal onların belirgin özellikleri olacaktır. Mîrac gecesinde Resulullah, ribâcıları bu âyetin tasvir ettiği şekilde görmüş, bunlar kimdir diye sorduğu zaman da Cebrail bu âyeti okumuştur. (1)
Peygamberimiz (s.a.v.) İbn Mes’ud’dan (r.a) nakledilen bir hadis-i şerifte, faiz yiyene de yedirene de, yani alana da verene de lanet etmiştir. Ebu Dâvud ve Tirmizî'nin rivayetlerinde; “(Fâiz muâmelesine) şâhitlik edenlere de bu muâmeleyi yazana da Allah lanet etsin ...” ilavesi vardır. (2)
Amr İbnu'l-Ahvas (r.a) anlatıyor: “Hz. Peygamberi (s.a.v.) Veda Haccı sırasında dinledim, şöyle diyordu: ‘Haberiniz olsun, câhiliye devrindeki bütün ribâlar/faizler kaldırılmıştır, ödenmeyecektir. Sadece verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız, ne de zulme uğramış olacaksınız...’
(1) Hak Dini, II, 241. (2) Ebu Dâvud, Büyû 4, (3333); Tirmizî, Büyû 2, (1206); İbnu Mâce, Ticârât 58, (2277).Müslim, Müsâkât 25, (1579)
Kuran’da, Faiz yiyenler şeytanın çarpmasına benzetilmiştir, ne demektir?