Konu: Türkiye'nin 10 Harika Doğa Olayı Cuma Ekim 10, 2008 6:04 pm
1- İSTANBUL'UN KARTALLARI
İstanbul’u dünya üzerinde tek yapan çok sayıda özelliği arasında en az bilineni, dünyanın en önemli kuş göçü yollarından birisinin üzerinde bulunması. Her yıl ilkbahar ve sonbaharda sayısız kuş, kentin üzerinden geçer. Kentin kalan son ormanlarının kıyısında, asırlardır Afrika’dan gelerek kuzeye devam eden göç mucizesine tanıklık etmek için en ideal yer Sarıyer. Göç gözlemi İstanbul’da yaşayan herkesin ömründe en az bir kere yaşaması gereken bir olay. Burada görülebilecek kuş türleri şöyle: Küçük orman kartalı, yılan kartalı, şahin, arı şahini, atmaca ve leylek.
2- PEMBE FLAMİNGOLAR
İzmir’in zenginliği, sadece çevresindeki arkeolojik alanlarla sınırlı değil. Eşsiz doğal kıyıları ve sulak alanları da var. Gediz Deltası, bu hazinelerden biri. Gediz Deltası, kış aylarında binlerce flamingoya ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de 1980’lerde televizyonda gösterilen Flamingo Yolu dizisi sayesinde herkesin tanıdığı bu pembe renkli güzel kuşlar, kış aylarında sürüler halinde Gediz Deltası’nda bir araya geliyor. Delta, estetik harikası bu kuşların cennetine dönüşüyor.
3- SARIKAMIŞ ORMANLARINDA KIŞ
Karın hem eğlendirdiği hem dinlendirdiği nadir yerlerden biri Sarıkamış. Kış, bu coğrafyaya erkenden gelir ve aylarca gitmez. Sarıkamış, ormanlarla çevrili olduğundan karın beyazıyla çamların yeşilinin birbirine karıştığı iki renkli bir manzara sunar. Tek renk bunlar değildir. Ormanları çevreleyen bozkırlar kızıl tilkilerle doludur. Bu sevimli hayvanlar, gün boyu karın üzerinde av arar. Kızıl şahinler de kolaylıkla izlenebilir. Çünkü neredeyse her direğin tepesinde bir şahin oturur.
4- MUŞ OVASININ LALELERİ
Lale, bugün birçok yerde, örneğin Konya’da seralarda yetiştiriliyor. Ancak Muş, Anadolu lalelerinin Türkiye’de geniş doğal tarlalar oluşturduğu tek alan. Baharın gelmesiyle açan laleler göz alabilidiğince kırmızı bir manzara oluşturur. Bu olağanüstü manzara yalnızca mayıs ayında görülebilir. 15 gün gibi kısa bir ömrü olan lalelere yapılan bir yolculukta, telli turna ve toy gibi kuşları görmek de mümkün.
5- AKBABALARIN GELİŞİ
Beypazarı’nda ilkbahar, önce güneyden ılık esintilerle başlar, ardından dallar açar. Ağaçları süsleyen beyaz çiçekler yakında gelecek olan akbabaların ilk müjdecisidir. Kışı Afrika’da geçiren akbabalar, Anadolu vadilerinden, bozkırlarından süzülerek Beypazarı semalarında görünür. Bembeyaz kanatları ve altın sarısı başıyla daireler çizerek, birer birer gelirler ve mavi gökyüzünde arka arkaya dolanırlar. İnözü Vadisi’ndeki bağ evlerinin bahçesinde oturarak bütün gün gökyüzündeki akbabalar izlenebilir.
6- KÜRE DAĞLARI
Küre Dağları, Kastamonu ve Bartın illerinin can damarı. Jeolojik, doğal, kültürel ve yöresel mimarisiyle bu bölge bir milli park ve dolayısıyla önemli bir turizm rotası. Sonbaharda renk cümbüşüne dönüşen ormanlar Türkiye’nin en güzel manzaralarından biri. İğne yapraklı ve geniş yapraklı ağaçların karışımının hakim olduğu ormanlarda yabani meyve ağaçları da var. Küre Dağları’nda sadece ağaçları seyretmek değil, ormanın derinliklerine inip yürümek, yörenin geleneksel mimarisini görmek ve mutfağını tatmak da doğa gezginleri için büyük bir zevk.
7- İNCİ KEFALİ GÖÇÜ
Turkuvaz renginde, sodalı-tuzlu sularıyla Van Gölü, çok nadir bir canlıya yaşam veriyor: İnci kefali. Adı kefal olmasına rağmen aslında sazangiller ailesinin bir üyesi. 20 santim uzunluğunda, 70 gram ağırlığındaki bu balık, yaşamını sürdürdüğü gölden, üremek ve yumurtalarını bırakmak için her yıl mayıs-haziran aylarında çıkıyor, gölün çevresindeki tatlı su taşıyan akarsulara giriyor, yumurtalarını bıraktıktan sonra tekrar Van Gölü’ne dönüyor. Akarsuların genişlediği ve durgunlaştığı kumlu-çakıllı bölgelerde yumurtadan çıkan yavrular 12 haftalık olduktan sonra göle gidiyor. Neslinin devamını sağlamak için yedi yıllık ömrü süresince kilometrelerce yol kat eden bu balığın yolculuğu olağanüstü bir macera.
8- BOZKIRDA YABAN KOYUNLARI
Bozkır deyince aklımıza sapsarı ve boş alanlar geliyor. Oysa ilkbaharda tüm bozkırlar renkleniyor. Yürüdükçe yuvalarından kafasını çıkaran gelengilerin meraklı bakışlarıyla karşılaşabilirsiniz. Bozkırlarda birçok canlı yaşar ama bunların içinde en önemlisi yaban koyunları. Ovis orientalis adındaki bu yaban koyunları, boynuzlarıyla dikkat çekiyor. Konya Hodulbaba Dağı’ndaki yaban koyunları yıllar önce koruma altına alındığı için sayıları başarıyla artırıldı.
9- KELAYNAKLARIN DANSI
Kelaynaklar ince uzun, kıvrık gagası olan, geniş kanatlı, başlarında tüy olmadığı için bu ismi almış bir kuş türü. Birkaç yıl öncesine kadar yok oluşun simgeleriydi. Koruma çalışmaları başladığında sayıları bir elin parmaklarından azdı. Son altı yıldır yapılan başarılı koruma çalışmaları sayesinde sayıları bugün 114’e ulaştı. Dünyadaki son kelaynakların yuva kurmalarını ve kur danslarını nisan ayında Birecik’te görmek mümkün. Fırat Nehri’nin beyaz kanyonlarında üreyen ve yuvalarına dal taşıyan kelaynaklar, dünyanın en nadir ve güzel canlı türlerinden biri.
10- HALFETİ DAMLARINDA DOLUNAY
Halfeti, Fırat Nehri’nin kanyonlarının arasına sıkışmış, taştan evleriyle Türkiye’nin kendine mahsus kasabalarından biri. Havaların ısınmasıyla birlikte burada benzersiz bir doğa olayına şahit olabilirsiniz. Bölge halkı yazın bu eski evlerin damlarındaki taht denen yataklarda yatmaya başlar. Mehtap gecesi harikadır: Damlarda yatanlar, ayın önce Fırat Nehri’nin koynundan doğduğu, sonra yavaş yavaş battığını seyreder. İlçede çok fazla ışık olmadığı için yıldızlar ve dolunay pırıl pırıl gözükür