Emzirme, anne ile bebek arasında güçlü bir bağ sağlar. Emzirme, bebeğin duygusal ihtiyaçlarını da karşılar. Anne sütü ise mucizevi bir salgıdır ve başka hiçbir besin maddesi anne sütünün bebeğe verdiği faydaları sağlayamaz.
Emzirirken, anne ile bebek birbirlerinin sıcaklığını ve sevgilerini daha yakın-dan hisseder. İki can arasındaki bedeni temas; annenin kalp ritmi, teninin ko-kusu ve sıcaklığı bebeğin yatışmasına, ve kendini güvende hissetmesini sağlar.
0–2 aylık dönemde bebekler ihtiyaçlarının anında karşılanmasını isterler. Acıkınca ağızlarını açıp ağlayarak anneyi ararlar. Ancak, bebek sadece aç olduğu için değil; annesinin kucağına gitmek için de ağlar. Kendini onun yanında güvende, rahat ve iyi hisseder. Kadıköy Şifa Suadiye Polikliniği çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Günay Ermergen, emzirmenin sadece fiziksel-biyolojik değil, bebekle anne arasında karşılıklı duygusal bir beslenme olduğunu belirtiyor. Anne sütüyle beslemek, bebekle anne arasındaki psikolojik bağı güçlendiriyor. Dr. Ermergen, "Bebeğinizi ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamak ve bebeğinizle birlikte aynı odayı paylaşmak; aranızda bir bağ oluşmasını sağlar." diyerek şu bilgileri verdi: "En önemlisi anne ile bebek birbirlerinin sıcaklığını ve sevgilerini daha yakından hissederler. Bedensel temas; annenin kalp ritmi, teninin dokusu ve kokusu, sıcaklığı bebeğin yatışmasına, sakinleşmesine ve kendini güvende hissetmesine yarar. Anne-bebek ilk baştaki zorluklardan sonra birbirlerine alışır ve emzirmek daha da kolaylaşır. Emzirmek rahat ve kolay olduğu gibi, güzel bir duygu da verir. Emerken yalnız bebek değil anne de çaba harcar. Annenin bebeğini emzirmek için zamana ve sessizliğe ihtiyacı vardır." Annenin bebeğini emzirirken tüm dikkatini bebeğine vermesi büyük önem taşıyor. Dr. Ermergen, "Emzirirken aklının ve dikkatinin farklı yerlere, düşüncelere kaymaması gerekiyor. Bebeğini nasıl tuttuğu (güvenli, güvensiz, endişeli, sakin, huzurlu, huzursuz vb...) ve hangi duygularla bunu gerçekleştirdiği de önemli. Bebek bunu hisseder, annenin olumsuz duygularından etkilenir ve huzursuzluk yaşayabilir, bunu tepkileriyle de çevresine yansıtır." diyor. Bu nedenle anneyle bebeğin birbirine alıştığı ilk günlerde; anne ve bebek açısından güvenli ve sakin bir ortam oluşturulmasına ihtiyaç bulunuyor. Emzİrmede hormonlar çok etkİn Kadınlar, bir dizi hormonun salgılanması sayesinde doğum yapmaya programlanmışlar. Aynı zamanda bu hormonlar süt salgılanmasında da rol oynuyor. Dr. Günay Ermergen, süt salgılanmasının bebeğin doğumundan önce başladığına dikkat çekerek, doğumun fizyolojisi ile süt salgılama fizyolojisi arasındaki bağlantılara verilebilecek birçok örnek olduğunu kaydediyor. Normal doğumda emzİrme kolay Süt vermeye başlamak, sezaryen doğumla normal doğum için aynı olmuyor. Normal doğumun ardından emzirme daha kolay gerçekleşiyor; çünkü anne daha rahat hareket edebiliyor ve bebeğe daha hızlı adapte olabiliyor. Böylece sütü daha erken geliyor. Dr. Ermergen, sezaryenin ardından anne ve bebeğin daha fazla yardıma muhtaç olduğunu ifade ediyor: "Kadınlar bebeklerini kendilerine verecek, yastıkları düzeltecek ve bebeğini yerleştirecek birine ihtiyaç duyarlar." Anneler ilk günlerde çeşitli sebeplerle gerginlik, kaygı ve güvensizlik yaşayabiliyor. Bu durum da sütün azalmasına, bebeğin emmeyi reddetmesine, isteksizlik göstermesine hatta karşılıklı bir güç savaşına, öfkeye yol açabiliyor. Bu süre uzarsa sağlıklı ve güvenli bir anne-bebek ilişkisinin tekrar sağlanması için bir uzmandan yardım alınmasında fayda vardır. Bu dönemde kurulan sağlıklı, güvenli anne-bebek ilişkisi aynı zamanda bebeğin gelecekteki ilişkilerinde de belirleyici rol oynadığından anne-baba tarafından dikkate alınmalıdır. Anneler ilk emzirmede nelere dikkat etmeli? Sakİn ve sessİz bir ortam sağlanmalı. Anne kendİnİ sakin, huzurlu ve güvenli hissetmeli. Yapabİlİrİm ve bu donanıma sahibim bilgisi ve duygusu yerleşmeli. Emzİrmede uygun tutuş şekli belirlenmeli, gerekirse uzman ebe, hemşire ya da doktordan yardım alınmalı