Temel ve Dursun, uzun yıllar gurbette zor koşular altında çalıştıktan sonra sermayelerini denkleştirip memleketlerine dönmüşler. İlk işleri paralarını bir araya getirip bir çay fabrikası açmak olmuş. Ardından gazeteye bir ilan vermişler: - "Çay Fabrikasında çalıştırılmak üzere vs. vs. vasıflara sahip yönetici aranıyor". Kısa sürede aradıkları kişiyi bulmuşlar. Bir süre sonra ortaya şöyle bir durum çıkmış: Gelen yönetici sabahtan akşama kadar odasında oturup çay-kahve içiyor, Temel'le Dursun'da sabahtan akşama kadar sırtlarında çuval, köle gibi çalışıyormuş. Temel dayanamamış, Dursun'a düşüncesini söylemiş ve konuşmak üzere yöneticinin odasına çıkmış. Yöneticiye: - "Patron biz olduğumuz halde eşek gibi çalışan biziz, sen niye bir işin ucundan tutmuyorsun?" diye sormuş. Adam: - "Ben sizden daha akıllıyım da onun için" Temel: - "Nereden belli?" demiş. Adam, ispatlamaya hazır olduğunu söylemiş ve ellerini masasının üzerine koyarak Temel'e dönmüş: - "Tüm gücünle ellerime vur". Temel, edilen hakaretin de etkisiyle tüm gücüyle yumruklarını indirmiş, adam ellerini hızla masadan çekmiş ve Temel'in elleri ağır ceviz masaya inmiş. Adamın haklı olduğunu kabul ederek acı içinde odadan çıkmış ve Dursun'un yanına inerek bir sandalyeye oturmuş. Dursun seslenmiş: - "Temel, görmüyor musun, çuval taşıyorum. Yardım etsene". Temel: - "Ben artık çuval taşıyamam; çünkü senden daha akıllıyım, çuvalları sen taşı". Dursun: - "Öyle mi? Nereden belli?" Temel ellerini suratına koymuş ve cevap vermiş: - "Bütün gücünle ellerime vur!"