Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 17
 

AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Ayşe Kulin - Köprü

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
mfs
Moderatör
Moderatör
mfs
Cinsiyet: Erkek
---www.acemi.yiz.biz---
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 17/07/08
Mesaj Sayısı : 4850
Nereden : Ankara
Lakap :
Ayşe Kulin - Köprü Vide
http://www.acemi.yiz.biz
MesajKonu: Ayşe Kulin - Köprü Ayşe Kulin - Köprü EmptyPerş. Haz. 25, 2009 7:01 pm

Köprü, Erzincan dolaylarında, Fırat nehri üzerinde inşa edilen bir köprünün, bu köprüyü yaptırabilmek için çırpınan bir bürokratın ve yöre insanının hikayesidir.

Erzincan’da kış mevsimi gelmiş her tarafı buz ve soğuk kaplamıştı.böyle bir günde bir köylü kucağında yeni doğmuş bir çocukla vilayet binasına gelir. Biraz zorda olsa valinin yanına çıkar. Her kes tedirgin ve ürkmüştür.Çünkü bu gelen köylü kucağındaki bir bez parçasına sarılı olan çocuğu kimseye göstermemektedir.Vali aydın görüşlü, halkını dinleyen hatta kapısını devamlı açık tutarak herkesi dinlediğini göstermeye çalışan aydın bir insandı.Bayram hızla valinin makamına daldı ve masanın üzerine bir bez parçasına sarmış olduğu çocuğu fırlatırcasına bırakır. Vali ‘’hayrola hemşerim, nedir bu ?’’diye sormuş.O da, ‘’bebedür,al sen bak’’diye cevap verir.’’Bu çocuğun öksüzlüğü devletin yüzündendir ve mademki sende devletin adamısın sen bak’’ der. Vali şöyle adamı bir inceler.Giyiminden ve konuşmasından gariban bir insan olduğunu anlar.Ona yardım etmek ister.Hikayesini dinler. Fırat ırmağına yakın bir köyde oturan bu kişilerin eski köprüleri sular altında kalmıştır. Kasabaya varmak için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalıyorlarmış. Eski köprü sular altında kaldığı için motor ile karşı kıyıya ulaşıyorlarmış.İşte böyle bir günde hamile olan eşi rahatsızlanmış.Bayram karısının doğumunun yaklaştığını bildiğinden hemen kasabaya götürmek için ırmağın kenarına zorda olsa ulaşmış.Çünkü yolda eşinin ağrıları artmış ve artık zor durumda imiş. dere kenarında duran motor o gün arıza yapmış ve sahibi de arızayı gidermek için şehre gitmiş.Bayram ne yapacağını şaşırmış.Hanımına bakmış hanımı kıvranıyormuş artık .Irmağı dolaşsa yetişemeyeceğini düşünüyormuş. Bir müddet sonra hanımından ses gelmediğini anlamış.Sessizce yanına yaklaştığında bacaklarını arasında çocuğunun doğduğunu görmüş ve birde eşinden akan kanları görmüş. Çocuğu eşinin hırkasına ve yemenisine sarmış. Karısını kaybettiğini anlamıştı.Sonunda karar vermişti mademki bu Fırat ırmağının üzerinde devlet baraj kurmuştu ve eski köprüleri de devletin yüzünden ırmağın altında kalmıştı ve yenisini de yıllar geçmesine rağmen yapmamıştı o zaman gidecekti devletin en yetkilisine.verecekti çocuğu devlete.Köyde ‘’en yetkili devletin adamı kimdir?’’ diye sorduğunda vali’dir demişlerdi ona.oda bu yüzden valinin yanına gelmişti. kızgın, öfkeli ve de tükenmiş bir vaziyette.Vali, bir daha bakmış çocuğa ve babası Bayram’a.yardım etmeye karar vermiş.Bu işi çözmeyi ve yardım etmeyi kendine görev bilmiş.Önce çocuğu bir hastaneye göndermiş. Çocuğu bir güzel yıkayıp güzel bir kundağa sarmışlar ve beslemişler. Vali yeni doğmuş bu çocuğa bayramın bakamayacağını anlamış. Bayramın yaşadığı yöredeki kaymakamı aramış ve çocuğa bakabilecek birisini bulmasını rica etmiş.Kaymakam çocuğu Elmas ve Mevlüt isimli bir ailenin yanına vermiş. bu elmas isimli hanımda yeni doğum yaptığından hem kendi çocuğunu hem de bayramın çocuğunu emziriyormuş. Çocuğa baktıkları içinde vali her ay yardım ettiriyormuş aileye.Onlarda gariban oldukları için severek isteyerek bakıyorlarmış çocuğa. Bayramda ara sıra çocuğunu görmeye gidiyormuş. Seviniyormuş çocuğunu gördükçe gariban Bayram…

Vali çocuğu ve Bayramı memnun ettikten sonra yeni bir günde ‘’getirin bana şu köprünün dosyasını ‘’ diye yardımcılarına talimat vermiş.Üç dört klasör halinde gelmiş.Şaşırmış ve açmış ilk dosyayı yıllar önce baraj suyu tutulmaya başlayınca eski köprü sular altında kalınca devletin çeşitli kurumları yeni köprü yapmak için çeşitli teklifler ihaleler açmışlar tam yapımına başlayacakken iktidar değişmiş yeni köprünün yapılmasına gerek görülmemiş. Yıllar yılları kovalamış halkın umudu bitmemiş.Hangi partinin adamları gelse köprü sorunlarını açar olmuşlar hepsinden olumlu yanıtlar almışlar Fakat Ankara’ya döndüklerinde hep unutmuşlar.Çeşitli yollar denemişler ama fayda yok Bir türlü köprü yaptırılamıyormuş. Bir gün dönemin başbakanı ilçelerine gelecekmiş hemen hazırlanmışlar. Yaptırsa yaptırsa o yaptırır diye düşünmüşler.Zorda olsa korumalarından korkmadan atlamışlar başbakanın karşısına köprü istiyoruz demişler yıllardır köylerinde köprü olmadığı için neler çektiklerini anlatmışlar.Tamam ilgileneceğim demiş.Yine telifler ihaleler projeler hazırlanmış tam yapımına başlayacakken karayolları genel müdürlüğü projenin ekonomik olmadığını ve gerek olmadığına karar vererek yapımından vazgeçmiş.Vali okuduklarına hayret ve şaşkınlık içinde bir ara vererek düşünmüş ve bu köprüyü yaptıracağım diye karar vermiş.

Bayramın oğluna bakan, Mevlüt ve karısı Elmas bu yöreye köylerinden kaçarak gelmişlerdi.Her ikisinin de anne ve babaları evlenmelerini istemiyorlardı.çünkü mezhep farklıkları onların sevgisinden daha önemliydi onlar için.Onlarda çareyi kaçmakta bulmuşlardı.Ama bir gün ailelerden herhangi birisi bulacak ve intikam alacak diye korkuyorlardı da.Yine böyle bir gecede köylerini eşkıyalar basmıştı. Mevlüt’ü ve çocuğunu öldürmüşlerdi.Elmas canını ve bayramın çocugunu zor kurtarmıştı.Köprü olmadığı içinde güvenlik kuvvetleri ancak sabah gelebilmişlerdi köye.Vali şöyle bir etrafına baktı, yanan evler, cesetler ve şoka girmiş bir kaç bayan gördü etrafta.Vali yıkılmıştı.Bir kez daha kendine söz verdi bu köprü ne pahasına olursa olsun bitecekti.Çünkü ona göre ulaşılamayan topraklar bizim olamazdı. Eğer bu topraklar bizimse ulaşmalıydık her köşesine diye düşünüyordu.

Vilayete döndüğünde hemen çalışmaya başladı.Çeşitli müteahhitlere planlar, projeler hazırlattı. Hazırlanan projelerin yapımı için çok para gerekiyordu.Milyarlar,yüz milyarlar hatta trilyonlar. Karar verdi bu paranın bir kısmını devletten bir kısmını da bu yöreden batıya göç etmiş zenginlerden toplayacaktı.Yörenin müteahhitlerinin getirmiş olduğu proje ve maliyetleri çok yüksek buldu.Bir gün bir gürcü ve oğlu geldi çok ekonomik bir teklifle köprüyü yapabileceklerini anlatmışlardı.Valinin de aklı yatmıştı bu işe hemen başlamaları için talimat vermişti. Fakat gürcüler memleketlerine malzeme ve ekiplerini almaya gitmeleri gerektiğini söylemişlerdi.Vali tamam demiş ama 15 gün içinde gelsinler hemen başlasınlar demişti.Çünkü vali bu işin bir an evvel başlamasını istiyordu. Ona göre başlamak işin yarısıdır diye düşünüyordu.Günler geçmiş bir ay olmasına rağmen gürcülerden haber gelmemişti. Bu gürcülerden vali ve kaymakam umudunu kesmişti.Vali uzun bir düşünceye dalmış bu senede boşuna geçti diye üzülmüş.
Bir gün valinin ziyaretine bir tanıdığı gelmiş.Hikayeyi ona anlatmıştı.Üzülme dedi, Ankara’da genç mühendisler var çağırırız onlardan bir tanesine anlatırız yaparlar diye yüreğine su serpmeye çalışmıştı vali’nin ve bir kart vermişti ona. Ertesi gün yeni bir heyecanla aramış bu mühendisi anlatmış durumu.Sözleşmişler proje hazırlayıp geleciğini söylemişti. Mühendis bir zaman sonra geldi ve çelikten yapacağı projeyi anlattı.mesafenin kısalması içinde dolgu yapılmasını gerektiğini ve çok ekonomik olacağını anlattı.vali yörenin müteahhit’i dolgu işinin yapılabileceğini düşünerek projeyi onayladı. gerekli yerlerden onaylar alındı. Gerçi vali hariç çevresindeki insanlar bu projeye sıcak bakmıyorlardı.Çünkü onlara göre bu projeyi gerçekleştirecek mühendis çok genç zayıf kısa boylu keçi sakallı uzun saçlı züppenin biriydi. Ama vali onun kılık kıyafetine değil de fikirlerine bakıp aklı yattığı için bu işi onaylamıştı.Mühendis ile dolgu işlemini yapacak Olan yörenin müteahhidi Hüdai beyin yıldızı hiç barışmıyordu.Mühendisin çizdiği projenin dolgu işlemini yaparken Hüdai bir çok zorluklar çıkarıyor ve valiye durumu iletiyor sonunda da yapmak zorunda kalıyordu.Çünkü vali hep genç mühendisin kararlarının haklı olduğunu belirtiyordu.Hüdai bey sonunda valiye de karşı cephe almaya başlamıştı.Sağda solda,kahvede bu köprünün yapılamayacağını boşa kürek çekildiğini anlatıyordu. Vali ise bunları duymasına rağmen cevap vermiyor köprü dolgusunun bir an önce bitmesini istiyordu.

Tüm engellemelere rağmen köprünün dolgu işlemi sonunda biter. Köprünün dolgu işlemi yapılırken genç mühendis de çelik köprüyü bitirmiştir.Artık köprüyü getirip monte etmek kalmıştır.Çeşitli araçlar ile köprü getirilir.Bu tarafı vinçlerin yardımı ile monte edilir.Fakat köprünün bir kısmının karşı kıyıda monte edilmesi gerekmektedir.Karşı kıyıya geçirmek oldukça zordur.çelikleri taşıyacak yörede bir tekne bulunmamaktadır. Çeşitli kurumlardan ve çevre illerden vinci olan bir tekne aranmaya başlanır.çeşitli arama ve zorluklardan sonra bir tekne bulunur ve ırmağa getirilir. Fakat bu teknenin çelik halatları taşıyıp taşıyamayacağı konusunda şüpheler vardır. Valinin yanında bulunanların hepsi bu teknenin bu yükü taşıyamayacağını ırmağın ortasında batacağını çeliklerin ırmağın dibini boylacağını ve de tüm emeklerin boşa gideceğini söylüyorlardı.Fakat genç mühendis bu tenekenin bu yükü taşıyacağını ve bundan da emin olduğunu söylüyordu.Çünkü ofisinde bilgisayarlarında çeşitli hesaplar yapmıştı. Bu teknenin bu yükü kaldıracağından emindi.Vali şaşkındı. Çeşitli kişilere sordu soruşturdu.Hiç biri desteklemiyordu genç mühendisi. Sonunda genç mühendisin yanında yer aldı ve köprünün tekne ile taşınmasını onayladı.Tekne taşınmaya başladı.Taşınırken tüm yöre halkı ve basın mensupları da olay anını görüntülemek için oradaydılar. Çünkü çeyrek asırdır yapılamayan köprü yapılabilecek miydi. Yoksa tekne batıp tüm emekler yine boşa mı gidecekti.Taşıma esnasında tekne arıza yapar fakat kısa sürede halledilir ve köprü karşı kıyıya taşınır.Olaya şahitlik eden yöre halkı sevinç içinde alkış tutar.çünkü artık yüreklerinde umut yeşermiştir artık.adeta her kesin gözlerinin içi gülmektedir.Ama içlerinde biri vardır ki onun mutluluğu ve bu işi başarmanın haklı gururu ve sevinci içi içine sığmamaktadır.O ilin valisi ve artık tüm yörenin en sevdiği insandır..

Tören bitmiş herkes dağılmıştır artık.Vali son bir kez daha geçmek ister köprüden karşıya.Köprünün ortasına geldiğinde karşıdan gelen birisini görür. Bu kişi çocuğuyla bayramdır.Onu görünce gözleri dolar valinin.Fakat ağlayamaz yutkunur.Çünkü o validir.Kolunu bayramın omuzuna koyar yan yana yürürler yeni bir güne yeni bir ufka doğru….
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ayşe Kulin - Köprü

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Acemi Forum Eğitim & Öğretim :: Kitap Özetleri -
Powered by phpBB © Acemi Forum
Copyright © 2007 By [-İDLE-] & adegerli33