Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 17
 

AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
**p£r!kIzI**
Asistan
Asistan
**p£r!kIzI**
Cinsiyet: Kadın
---www.acemi.yiz.biz---
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 11/02/09
Mesaj Sayısı : 961
Nereden : Ankara
Lakap :
kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire Vide
MesajKonu: kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire EmptyC.tesi Mart 14, 2009 8:55 pm

Hüzün yüklü morglarım var benim sol yanımda. Ağrıyor.
Düştü kelepçeli gözlerin kırılan deli sözlerinin yanına.
İçimden fersah fersah kaçışın iç denizine sancım olur.
Benim sancım İstanbul gibidir biliyorsun…
Sayfalara sığmayacak kadar bitimsiz.
Coğrafyamı bertaraf eden rüzgâr gibidir yâr …

Yar/sızım…

Susuzluğun en kesif sayhalarındayım…
Uzun seslenişlere dönüyor suskunluklarım…
Başını alıp gitmiş bir hikayenin peşinden koşarken
düşürdüğüm sözcükleri dipnot düşüyorum eksik günceme…
Hangi kıvrımından tutunsam acıdan bükülmüş harflere;
Kırılgan İmâ'lar çatırdayarak saldırıyor sanki
içimdeki sancılara…
Uzun ve derin camkesiği çiziklerimden kanıyor
anlamı morarmış güncemin önsözü…
İç içe geçmiş anlamların karmaşıklığında sıkışıyorzamana direnen sevdam…


Zaman/sızım…

Kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire.
Adını şerh yüzünü dipnot düştüm içime! ...
Ki yağmur sonrası toprak kokar adın.
Hadi ifşa et de düşlerini gökyüzüne.
İçsizliğine (h)içleneyim.
Al işte;


(H)içim…

Koynuma doldurduğum insancıl cümlelerin dili sürçüyor…
Şizoid bir krizinarsız ısrarıyla kaybediyorum benliğimi…
Öfkeli serzenişler çıkıyor demir kapılarımdan altındanhızla ve yanarak…
Savaşlardan bana kalan her şeyi
diğerleri gibi takıp koluma;
Yürüyoruz duvardan duvara…
Dilime düşen birkaç tanıdık şarkının
no(k)tası konulmamış satırlarını
kararlı "ES"lerle no(k)talıyorum…
Boğulmuş sesimle
Acı (K)ayıplar afişliyorum şehrimin duvarlarına…

(K)ayıbım…

Elimde belki çoktan unuttuğun iki fotoğrafın var.
Hangisine baksam (d)üşüyorum yâr..
Akrebin yelkovanı defalarca kez yakaladığı zamanlarda
ben seni ezberimden silemiyorum.
Susuyorum / üşüyorum / düşüyorum.
Duyumsuyor musun? Soluklarıma sinen kokunu.


Duyuyormusun …



Hapislik gibi atıştıran yağmurlarda
yine hüzünlere gönüllü devriyelik yapıyor
gece yürüyüşlerim…
Bahçemdeki sarı ışığın uzayan gölgesinde
sessiz ve yasak yalnızlıklar büyütüyorum kalabalıklara…
Hüznün röntgenini çıkarıyorum bilmeden…
Hadi ! tut/un bana güneşi lekelerim çıksın ortaya…
Ya da güneşe tut/un beni…

Karanlıktayım…

Ölmeyi denedim kendime ölemedim.
Sana gelecek zamanlarda tükendim. Artık gelemem.
Ellerim (d)üşüyor.
Nefesim tükeniyor. Ne desem duyulmuyor.

Sen duy beni ey yar…


Sessizliğin teninden soyamadım çığlıkları…
Bu yüzden deliyorum öfkemin ambargosunu…
Yine salıyorum yüreğimi
ölümlü kavgaların şiddetli çarpışmalarına…
Yalana büyüyen bir çocuğu emziriyor zaman…
İnfazlar büyütüyor geçmişimin beşiğinde…


Sallanıyorum…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

kekeme yüreğim adını sayıklıyor habire

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Duygusal Kıpırtılar :: Şiirler -
Powered by phpBB © Acemi Forum
Copyright © 2007 By [-İDLE-] & adegerli33