Türkçe rap'in dev ismi Sagopa Kajmer geçtiğimiz ay daha önce sadece internette yayınladığı şarkılarının da olduğu ''Şarkı Koleksiyoncusu'' isimli derlemesiyle gündeme geldi. Karamsar rapçi ile geçmişten geleceğe kadar birçok konu hakkında yazıştık. SAGOPA KAJMER SAGOPA KAJMER
"Şarkı Koleksiyoncusu" albümünde önceden yayınlanan parçaları derledin. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Dinleyicilerim internete verdiğim her şeyden haberdar olmasına karşın birçok insan bu şarkılardan haberdar değildi. Hem şarkıların herkese ulaşabilmesi, hem de bir albümde yan yana gelebilmesi için bunu uygun buldum. Zaten dinleyenlerimin yoğun isteği üzerine bu albümü yaptım. Yıllarca internete bedavadan şarkılar verdim. 10 yıl sonra böyle bir derleme yapmam çok hoş karşılandı. Gerçi birçok şarkı alınmadı albüme ama aldıklarım çok sevildi. Şarkıları seçerken nasıl bir mantık izledin? Zor oldu mu? Evet aslında seçimleri yaparken kimseyi rahatsız etmemeye özen gösterdim. Malum internet şarkılarımızda sataşmalar da mevcuttu. Ben bunlardan ibaret olan birçok sevilen ve klasikleşen şarkımı albüme almadım. Zaten "Pesimist E.P. 5" şarkıları büyük bir açığı kapattı. 2003 ve 2004'te yaptığım şarkılardan bir iki tane uygun buldum. Sonuçta kitle her sene, hatta her ay değişiyor. Yakalayamayanlar olmuştur o şarkıları diye düşündüm ve haklı çıktım. Bir çok dinleyenim 'Droppin'em', 'Marifetname' gibi şarkıları daha önce hiç duymamış. Böylelikle isabet ettik. "Şarkı Koleksiyoncusu" isminin senin için özel bir anlamı, bir hikayesi var mı? Hayır, pek bir hikayesi yok. Aklıma geldi ve albümü bu şekilde adlandırdım. Bu gerçekten bir koleksiyon albümü benim için. O nedenle bu ismi koydum. Anlamı sadece "bir araya geliş". Şarkıların tek bir CD'de toplanması. Ama bu kesinlikle bir best of değil, best of olsaydı şarkıları seçerken daha çok zorlanırdım. "ESKİDEN SERTTİM VE KİMSEYİ UMURSAMAZDIM" Kariyerine baktığın zaman Sagopa Kajmer'in bir rap sanatçısı olarak farklı dönemlerini nasıl tanımlayabilirsin? Bir evrim görüyor musun müzikal çizginde? Eskiden serttim ve kimseyi umursamazdım. Önceki yaptıklarımda anlaşılır değildim. Müzikal anlamda da Amerikan rap'ine çok fazla yakındım. İnsan her gün olgunlaşıyor. Ben herkesin beni dinlemesini istedim ve bunu başardım. Önceden sadece müzik yapıp kafama göre rahat takılmak istiyordum ama 2004'te herkes beni dinlemeli diye düşündüm ve "Bir Pesimistin Gözyaşları" albümünü yaptım. O albümden sonra herkes bana kilitlendi. Aslında düşünebilmek her şey. İyi düşünmek gerek ve ne yaptığını iyi bilmek şart. Ben işimi iyi biliyorum ve strateji yapıyorum. Müzikal çizgim kendine has bir yerde. Eskiden bugüne çok şey değişti, her biri ayrı değerdeydi albümlerimin ama en değerli olanları 2004'ten itibaren peş peşe geldi. Gelmeye ve sevilmeye de umarım devam edecek. Kişilik değiştikçe müzik de değişecek. Çünkü müzik kişilik yansımasıdır. Siz olgunlaştıkça, müzik de olgunlaşacak. Doğru orantı bunlar. "SNOOP'UN MÜSLÜMAN OLMASINA ONUN ADINA SEVİNDİM" Hiphop kültürünün "uç" isimlerinden biri olan Snoop Dogg'un Louis Farrakhan'ın etkisiyle Müslüman oluşunu nasıl değerlendiriyorsun? Hayırlısı olsun. Ama Müslüman olmak Müslümanca yaşamak anlamına gelmez. İslam ayrı bir çizgi. Ama yine de Snoop adına sevindim. Kendini olumlu yönlerde değiştirebilirse ne ala. Demek ki artık porno filmler çekmeyecek ve uyuşturucuyla yakalanmayacak. Umarım.
Hayran kitleni genel Türkçe rap dinleyicisinden ayıran bir özellik var mı, yoksa her kesimden insanın seni dinlediğini mi düşünüyorsun? Herkes beni dinliyor. Kitle ayrımı yok. Bu bir nevi başa bela almak gibi. Büyük bir sorumluluğum var. 10 yaşındakine de hitap etmeliyim 50 yaşındakine de. Yeter ki beni dinlemeyi tercih edebilsinler, ben herkese uyabilirim. Benim kitlem gerçekten sağlam. Her yerdeler, her kesimdenler. Zengini de var, yoksulu da, kendine güvenen de var içine kapanık olanlar da. Kesinlikle diğer rap kitlesinden farklı bir dinleyici kitlem var. Ben açıkçası rapçiden öte bir müzik adamıyım, o nedenle benim kitlem de benim çeşitliliğimle beraber çeşitlenen güçlü ve akıllı bir kitle. Kırıcı olmayan, sataşmayı sevmeyen, beni ve müziğimi paylaşmak için gelen nazik bir kitle. Şu an Türkçe Rap'in en çok sevilen birkaç isminden birisisin. Seni kitlelere sevdiren ne olabilir sence? Sözlerdeki samimiyet, müzikteki melankoli, konserlerdeki coşku ve hep başa sardıran şarkılar, bir miktar da kişisel özelliklerim denebilir. Türkçe rap senin gözünde nerede duruyor? Orada!.. Uzakta bir yerlerde. Basitleşmiş kalıplarda ve yozlaşmış özentiliklerde. "TELEVİZYONDA GÖRÜNMEKTEN HAZ ALMAM" Son zamanlarda seni birçok televizyon programında görmeye başladık. Bu kariyerindeki ilerlemenin bir adımı sayılabilir mi? Hayır dinleyici baskısı denebilir. Programlara gelen yoğun istekler beni evimden çıkarıyor. Yıllarca TV'lere çıkmak istemesen de bir gün nazlı çocuk olmamak için davete "evet" diyor ve iştirak ediyorsun. Ben TV'lerde görünmekten haz almam. Yıllarca çıkmasam umurumda olmaz. Bazıları "onları hiç davet etmiyorlar, o nedenle çıkamıyorlar TV'ye" vs. diyorlar. Halbuki ben kapışılan adamım ama kapabilen pek yok. Bir müzisyenin kariyeri tamamen yaptığı şarkılarla ilerler. Ben şu anda kariyerimde güzel bir yerdeyim, bu neticeler doğal. Şımarmamak ve somurtmak gerek. Sanki hiç tanınmıyormuş gibi davranmak gerek. Yoksa bu kariyer ilerlemesi hayatınızı ve huzurunuzu bir tır gibi ezer. Aslında çok fazla TV'ye çıktığım da söylenemez, çok nadir çıkarım. Bir çıkar, pir çıkarım diyelim. DMX MEVZUSU Hakkında olumlu ya da olumsuz birçok eleştiri var. Örneğin; "Denklemli Intro" parçasının Dmx'in ‘Who We Be?’ parçasından esinlendiği söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsun? Ben Dmx'in ilk albümünden sonra onu takip etmedim yine de şarkısını bildiğim için insanlara da hak veriyorum. Stil olarak benzetebilirler. Ama dediğim gibi Dmx hiç tercihim olmayan, dinlemediğim birisi. Benim introm tamamen benim ürünüm. Ayrıca bu benzetmede iyi niyet olmadığını hatta bir fitne olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bugüne kadar benim başarımı hazmedemediklerinden hep bana müzik hırsızı dediler ama benim müzik adamı olduğumu bilenler çoğunluktadır o nedenle ben bunlara alışkınım.
Hakkında yazılan birçok diss var, bunların bazılarına yanıtın mahkeme yoluyla dava açarak geldi. Yasal yollara başvurma tutumun rap kültürüyle bağdaşmadığına dair eleştiriler aldın, bu konuda ne düşünüyorsun? Beni bu konuda eleştirenlerin sokakta annesine, kardeşine, ablasına imalı ya da direkt bir hakaret olursa gayet sert olacaklarına eminim. Beni eleştirenler rapin doğasında diss olayının olduğunu savunabilirler, ben de bunu savunuyorum ve ben de diss yapıyorum ama ben haddimi aşmıyorum. Ağır küfürler edilmediğini savunabilirler, bu sadece bir yalan. Bize o kadar ağır küfürler ediliyor ki dava ediyoruz savcı onayından geçtiğine göre, kimsenin fikir beyan etmeye bu saatten sonra hakkı yok. Çünkü ortada bir suç var ve bu suçu işleyenlerin daha da dozajlarını arttırdığını görüyoruz, gerek medyada gerek kendi kalemlerinde ne denli suçsuz oldukları ortada. Görünen tarafı siz bilirsiniz ama görünmeyen tarafları en iyi biz biliriz, bildikleriniz sadece medyada olanlardır biz ise medyada değiliz. Bazıları diss olayının MC'leri olumlu anlamda kamçıladığını düşünürken, bazıları diss'lerin hiphop kültürünü yanlış yansıttığını düşünüyor. Senin hiphop'taki diss kültürüne bakış açın nedir? Yurtdışı ve yurtiçindeki diss kültüründe bir farklılık görüyor musun? Yurtdışında daha ağırları yapılıyor ve ölümlerle sonuçlanıyor Big, 2pac örneği gibi. Bizde de işin cılkı çıktı. Ben iyi yapıldığı zaman hicvi seviyorum ama Türkiye'de ne yazık ki çok sıradan, kişiliksiz ve cibilliyetsiz bir diss anlayışı var. Müzikte üretkenliği tetikleyen özel dönemler var mı sence? Evet var. Her dönem, her saniye her dakika... Benim için her dakika ve içinde barındırdığı bir ilhamdır. Seni ya da müziğini "muhafazakar" olarak nitelendirebilir miyiz? Kendim muhafazakarım, müziğim de... Röportaj: Duygu Sezer, Doğu Yücel
Konu: ''KENDİM MUHAFAZAKARIM, MÜZİĞİM DE...'' 
