Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 17
 

AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
d3rY@
Moderatör
Moderatör
d3rY@
Cinsiyet: Kadın
---www.acemi.yiz.biz---
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 02/07/08
Mesaj Sayısı : 4509
Nereden : evden :D (ank)
Lakap : şeker :P
Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... Vide
http://www.acemi.yiz.biz
MesajKonu: Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... EmptyPaz Tem. 19, 2009 12:33 am

Rasyonalizm Nedir?

"Doğru ve genel geçer bilgi elde edilebilir.
Böyle bir bilginin kaynağı akıldır, düşünmedir." tezini savunun görüşe,
akılcılık (rasyonalizm) adı verilir. Bu görüşe göre, akıl yoluyla belirlenmiş
zorunlu, kesin, genel geçer bilgi örneği matematik ve mantıktır.



SOKRATES (M.Ö. 469-399)



İlk rasyonalist düşünürdür. Sahip olduğu görüşlere ilişkin hiçbir yazılı eser
bırakmamıştır. Onun görüşleri öğrencisi olan Platon'un kitaplarından
öğrenilmiştir. Sokrates'e göre bilgilerimiz doğuştandır. Bunu kanıtlamak için
hiç matematik bilgisi olmayan bir köleye, yönelttiği sorularla bir geometri
öğretemez, ancak onda doğuştan bulunan bilgi ve düşüncelerini uyandırabilir.



Onun bu yöntemine diyalektik (soru-cevap) sanatı denir. Bu yöntem üç aşamadan
oluşur: Soru sorma, ironi (alay etme), mayotik (doğurtma).



Sokrates bu yöntemle kavrama ulaşmayı amaçlar. Kavram ile yargılara sağlam bir
temel bulacağına inanmıştır. Sokrates'in üzerinde durduğu başlıca konu ahlâk
olmuştur. Erdemli olmanın (ahlâklılık) mutlu olmaya vardıracağını, bu nedenle
erdemin bilgi olduğunu dile getirmiştir.



PLATON (Eflatun M.Ö. 427-347)



Sokrates'in öğrencisidir. Rasyonalist anlayışı daha sistematik bir yapıya
dönüştürmüştür. Platon'a göre iki evren vardır: Biri duyumlanabilen varlık
evreni, diğeri akıl ve düşünme yoluyla kavranabilen idealar evrenidir. Asıl
gerçeklik idealar evrenidir.



Duyular yoluyla kavranabilen evren, idealar evreninin bir görüntüsü, kopyasıdır.
İnsan, gerçek bilgiye, idealar evrenini kavrayarak, yani düşünerek varabilir.
Duyumlanan evrenin bilgisi yanıltıcıdır ve görelidir. Bu düşünceleriyle Platon,
rasyonalizmi idealizmle özdeşleştirmiştir.



ARİSTOTELES (M.Ö. 384-322)



Platon'un idealizmini eleştirerek rasyonalizmi realist bir anlayışa
dönüştürmüştür. Aristoteles, aynı zamanda mantığın kurucusudur. Ona göre mantık,
doğruya vardıran bir araçtır. O, mantıklı düşünmeyi tümdengelim olarak
değerlendirir. Gerçek bilgi, tümel gerçekliklerden tümdengelim yoluyla elde
edilebilirler. Aklın genel gerçekliklerden yola çıkarak buradan tikel ve özel
bilgiler elde etmesi, aklın temel fonksiyonudur ve türevidir.



Aristotelese göre iki tür bilgi vardır: Biri deneye, yani yaşarken duyum ve
algılarla kazanılan bilgiler, diğeri ise bilimsel bilgidir. Bilimsel bilgi;
kavram, yargı ve akıl yürütmeye bağlıdır. Bilimsel bilgi, tek tek var olanlardan
kalan bilgi olmayıp, genel ve tümel olanı kavramaya yönelik rasyonel bilgidir.



Aristoteles için akıl da etkin ve edilgen akıl olarak iki yönlü özellik
gösterir. Etkin akıl, ideaları kavrar, bilir ve bütün insanlar da ortaktır.
Edilgen akıl ise duyu verilerini işler, tümel kavramları oluşturur. Bu akıl
bulunduğu bireyin özelliğini taşır.



FARABİ (870-950)



Farabi, İslam Felsefesi'nin kurucusudur. Aristoteles'in felsefesini
benimsemiştir. Kuran ile Aristoteles felsefesini uzlaştırmaya çalışmıştır. Bu
nedenle Farabi'ye ikinci öğretmen (muallim-i sani) denmiştir.



Farabi'ye göre en gerçek, en yüce varlık Tanrı'dır. Tanrı, var olmasını bir
başka şeye borçlu olmayan, varlığını kendinden alan bir özelliğe sahiptir. Diğer
varlıklar ise kendi başlarına var olamaz.



Farabi'ye göre Tanrı, hem öz hem de varoluştur. Yaratılanlar, Tanrı'ya en yakın
varlıklar olan "akıllar" halinde Tanrı'dan çıkarak, var olurlar. Bu var oluş bir
sıra düzenine göre olur. Tanrı'dan çıkan "akıl"lar arasında en önemlisi hep
etkin akıldır. Bu akıl, mutlak bilgi ile aynıdır. İlk bilgiler bu etkin akıldan
çıkmıştır.



Duyumlara ve mantıksal çıkarımlara dayalı bilgilerin doğruluğundan emin
olunamaz. Doğrulukları deneyle kanıtlanmış bilgiler tümel bilgilerdir. Bu
bilgiler,doğruluğu aynı zamanda akla dayalı olan gerçek bilgilerdir.



DESCARTES (1596-1650)



Yeniçağ'da rasyonalizmin temsilcisi, Fransız filozofudur. Matematikçidir.
Matematikte "Analitik Geometri"nin kurucusudur. Descartes'e göre matematiğin
metodunda analiz ve sentez vardır. Bu yol, gerçeği elde etmede kullanılacak en
doğru yoldur.



Descartes, insan zihninde doğuştan var olduğunu kabul ettiği gerçeklerden
başlanarak ve matematiğin metodu kullanılarak apaçık bilgilere varılabileceğini
iddia etmiştir.



Descartes, doğrulara, gerçek bilgilere varmada "şüphe" metodunu kullanmıştır.
Kullandığı şüphe, bir amaç değil bir araç şüphesidir. Descartes'e göre şüphe
etmek düşünmektir. Şüphe eden kişi düşünüyor demektir. Şüphe eden kişi, şüphe
eden benliğinden, yani bilincinden ve bilincinin varlığından şüphe edemez. İşte
bu Descartes'e göre ilk elde edilen gerçekliktir. Daha sonra bu yöntemle
Tanrı'nın ve varlıkların şüphe edilemeyecek gerçeklikler olduğunu kanıtlar.
Kanıtlamalarını hep akıl yoluyla yapar.



LEİBNİZ (1646-1716)



Leibniz bir Alman düşünürüdür. Aynı zamanda bir mantıkçı ve matematikçidir. Ona
göre insan bilgisi iki yolla elde edilir: Duyularla ve akıl yoluyla elde edilen
bilgiler. Duyu bilgisi, yanıltıcı ve güvenilir olmayan bilgidir. Matematik
bilgisi buna örnektir.



Leibniz'e göre her şey Tanrı'dan türemiştir. Tanrı sonsuzdur. İnsan aklı Tanrı
bilgisine "çelişmezlik" ilkesi ile varır. Bu tür bilgiler, ezeli ve ebedi
hakikatleridir. Bunun yanında olgulara dayalı bilgiler de vardır. Bu bilgiler
"yeter sebep" ilkesine dayanırlar. Bu görüşleriyle Leibniz, rasyonalizm ile
empirizmi uzlaştırmaya çalışmıştır.



HEGEL (1770-1831)



Hegel'e göre akıl değişmez, mutlak, en güvenilir bilgi kaynağıdır. Akıl, insan
düşünmesini ve bilinçsiz doğayı idare eden bir kanundur. Düşünmek, araştırılan
ve bilgisi elde edilmek istenen "nesnenin özünü bilmek" etkinliğidir.



Her nesnede görüntüsünün ardında bir de öz vardır. Düşünmek, nesnenin ardındaki
bu özü kavramaktır. Hegel'e göre akla uygun olan gerçektir. Akıl, mutlak
varlığın ve doğadaki değişmenin bilgisini apaçık olarak vermektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
d3rY@
Moderatör
Moderatör
d3rY@
Cinsiyet: Kadın
---www.acemi.yiz.biz---
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 02/07/08
Mesaj Sayısı : 4509
Nereden : evden :D (ank)
Lakap : şeker :P
Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... Vide
http://www.acemi.yiz.biz
MesajKonu: Geri: Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında... EmptyPaz Tem. 19, 2009 12:33 am

Rasyonalizm, doğruluğun ve gerçekliğin ölçüsünü aklilikte bulan görüştür. Düşünce tarihinde değişik anlamlarda kullanılmıştır rasyonalizm. İnsan bilgisinin kaynağını akılda olduğunu savunan bu düşünce sistemi, çok tartışılmıştır ve çok önemli savunucuları olmuştur.

Aklı, bilginin temel kaynağı ve sınanabilirlik ölçüsü olarak kabul eden bu akım, deneyciliğin (ampirizm) karşıtıdır. Deneycilik (ampirizm), bilginin duyu verilerine dayalı deneylerden kaynaklandığını ileri sürer. Rasyonalizm; akıl dışı olan her şeye karşı koyar, sadece akla dayanır. Bütün insanlarda doğuştan olan ve değişmez bir akıl bulunduğunu, bu aklında özsel ve deney dışı gerçeklik taşıdığını ileri sürer.

Bu akım en açık haliyle bilgi felsefesinde dile getirilir. Buna göre bazı bilgilerin kaynağı deney öncesi veya apriori ussal sezgilerdir. Bilgi, bu sezgilerin anlık olarak kavranmasıyla ortaya çıkar. İnsan, düşünme yetisiyle kavradıkları duyu verilerini aşan nesneler veya tümeller ve bunların bağlantılarıdır. Matematik ve mantığın tümü, bu tür bilginin kapsamındadır. Aynı zamanda da başka pek çok alanın bazı bölümleri de bu tür bilginin kapsamı içindedir.

Rasyonalizme göre, zihnin ulaşabileceği en mühim ve en kesin bilgi türü olan apriori bilgi, hem zorunlu hem de evrenseldir. Rasyonalizm din ve etik alanlarında da insanın düşünme yetisine öncelik verir. Yani bu düşünce sistemine göre; gelenek, iyiyle kötünün ayırt edilmesi ya da insan bilgisinin kaynağı vahiy değildir. Bütün bunların kaynağı insanın doğal yetileridir der. İlahiyatta rasyonalizm, dinin akla uygunluğunu ifade eder fakat, salt olarak rasyonalizm ise, idealizm ve din hakimiyetine karşı insan aklının sınırsız imkanlarına aşırı güveni dile getirir.

Rasyonalist düşünce, Antikçağ Yunan düşüncesine dayanır. Rasyonalizmin ilk olarak Par-menides ile başlar diyebiliriz. Doğmatik-Rasyonalizm daha sonra Ortaçağ’a geçer, sonra Skolosa-tik’e ve islam dünyasında da Meşşaai Okuluna geçer. Ordan da Descartes, Leibniz, Spinoza, Wolf gibi 17. ve de 18. yüz yıl rasyonalist filozoflarına ulaşır. Bu filozofların ortak özellikleri; insan bilgisine ve akla duydukları aşırı güvendir. Bu filozoflara göre, ebedi ve ezeli hakikatler vardır ve aklımızla bu hakikatleri kavrayabiliriz.

Rasyonalizm, bir bilgi elde etme yolu olduğu için İslam dünyasında da oldukça rağbet bulmuş ve teşvik edilmiştir. Rasyonalizm, akılcı bir okul olan Meşşai Okulunda etkisini asırlarca sürdürmüştür. Çünkü , İslam akla büyük önem vermiş, aklı hiçbir zaman mullaklaştırmamıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Rasyonalizm Nedir? Rasyonalizm doğuşu,Rasyonalizm hakkında...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Acemi Forum Eğitim & Öğretim :: Ödevler & Tezler & Projeler :: Felsefe & Psikoloji -
Powered by phpBB © Acemi Forum
Copyright © 2007 By [-İDLE-] & adegerli33