Bu roman okurları binlerce kilometre uzunluktaki bir yol üzerinde büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Çin Tibet Hindistan ve Orta Asya’nın vahalarında geçen Doğu’yla Batı’nın karşılaşmasına tanık olduğumuz düşlere dalmamızı sağlayan bir yolculuk. Bu yolculuğun sonunda romandaki bilge din adamları sanki şunu fısıldıyorlar kulaklarımıza: “İpek Yolu’nun sonunda keşfediyoruz ki yüzyılların ve binlerce kilometre uzanan yolların ötesinde görünüşte birbirlerinden uzak olan tüm insanlar ve kültürler aslında birbirlerine ne kadar da benziyorlar…” -Clarie Desinde-