Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir
Son Ziyaretiniz:
Toplam Mesajınız: 17
 

AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
KaranLık
Co-Admin
Co-Admin
KaranLık
Cinsiyet: Kadın
---www.acemi.yiz.biz---
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 12/02/09
Mesaj Sayısı : 5386
Nereden : DüşLerin İçinden
Lakap : (Küb)
Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal) Vide
http://www.acemi.yiz.biz
MesajKonu: Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal) Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal) EmptyÇarş. Tem. 15, 2009 10:57 pm

Kitabın Adı : Vatan Yahut Silistre
Yazarı : Namık Kemal

Kitabın Özeti
KONUSU: Siliistre bugünkü Bulgaristan’da Tuna ırmağının kıyısında bir kenttir. 1388 yılında Türkler tarafından fethedilen Silistre 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında çok kalabalık bir Rus ordusu tarafından kuşatılmış Musa Hulusi Paşa kumandanlığındaki Türk kuvvetleri kırk gün boyunca kaleyi kahramanca savuonurlar.

Kitapta asıl verilmek istenen Vatan Sevgisi’dir. Bunun yaonında Silistre Kalesİ’ne yardıma koşan gönüllüler ve bunlardan İslam Bey ile Zekiye’nİn aşkı da anlatılmaktadır.

GENİŞ ÖZETİ:

Birinci Perde:

Zekiye odasında uzanmış kendi kendine İslam Bey’e olan aşkını anlatmaktadır. İslam Bey ise bu sırada veda etmek için Zekiye’nİn penceresi etrafında dolanmaktadır. Sesi duyunca kendisini gösterir. Zekiye utanmıştır.
İslam Bey Silistre’ye yardıma giden gönüllülerden olmaya kararlıdır. Bunu Zekiye’ye söyleyince sevgisi çok büyük olan Zekiye’nİn haliyle üzüntüsü de büyük olmuştur. Bu yüzden İsolam Bey’i bu kararından vazgeçirmeye çalışır. İslam Bey ise ataları arasında tam kırk iki şehit bulunduğunu bu kadar şehidi olan bir ailenin ferdine kaçmanın yakışmayacağını belirtir.
Zekiye ise kardeşini şehit vermiş yıllar önce cepheye giten babasından ise yıllardır bir haber alamamıştır.. Şimdi de hayatta tek sevdiği İnsandan ayrılmak ona kat be kat zor gelmektedir. Yine de onu sevgi ile uğurlar. İslam Bey “Yaşasın vatan !” diyerek Zekiye’nİn yanından ayrılır.
İslam Bey Zekiye’nİn yanından çıktıktan sonra dışarıda kendisini bekleyen gönüllülerin yanına gelir ve “Beni seven peşimoden gelsin” diyerek yola düşer.
Biraz sonra Zekiye de erkek kılığına girer ve İslam Bey’in gitotiği yoldan takip eder.

İkinci Perde:

Gönüllüler Silistre Kalesi’ndedirler. Zekiye de içlerindedir. Miralay Sıtkı Bey ölüm ve kalım günlerinin sayılı olduğunu isteyenin gidebileceğini söyleyince gönüllülerden birisi “madem gidecektik de buraya neden geldik” diyerek bütün arkadaşları adına kararlılıklarını vurgular. Zekiye’yı çocuk diye göndermek isterlerose de ısrarlı turumu sayesinde vazgeçerler…
Çatışma bütün şiddetiyle başlar. İslam Bey yaralanmıştır. Zekiye onu tanıdığı için hemen yanına koşar İslam Bey Zekioye’nİn kollarında bayılır.
Zekiye tedavisi için yanında revire gider
Miralay Rüstem Bey ile Sıdkı Bey ise gelmişten geçmişten derin bir sohbete dalarlar.

Üçüncü Perde:

İslam Bey hasta yatağında devamlı sayıklamakta Zekiye ümit ve endişe ile başında beklemektedir. Günler sonra gözlerini açtığında Zekiye’yi görünce şaşırır. Zekiye kendisini saklamaya Çalışsa da fazla direnemez ve iki sevgili konuşmaya başlarlar.
Düşman ise hedefine adım adım yaklaşmaktadır. Kaleyi ele \ geçirmesi an meselesidir. Tek çare olarak kaleden çıkıp düşman cephaneliğini ateşlemek gözükmektedir. Bu iş için İslam Bey yaraolı hali ile Öne çıkar. İkinci öne çıkan kişi ise Zekiye’dir. Yanlarına bir de Abdullah Çavuş’u katarlar. Sıdkı Bey Zekiye’ye çok dikkatli bakar ve “Oğlum mezarda yatıyor” der. Zekiye’yi oğluna çok benzetmiştir.

Dördüncü Perde:

Aradan günler geçmiş düşman toparlanmaya başlamıştır. Sıdkı Bey çocukları düşman içine gönderdiğine bin kere pişman olmuş vaziyette dolanıp durmaktadır. Nihayet Abdullah Çavuş görünür ve olanları anlatır. Anlattıklarından İslam Bey’in büyük bir kahramanlık ve fedakârlık örneği göstererek düşmana büyük kayıp verdiği anlaşılmaktadır. Bu konuşma sürerken İslam Bey kelinde kırık kılıcı ile çıkagelir tabii Zekiye de arkasından.

Sıdkı Bey coşku ile İslam Bey’i “evladım” diyerek kucaklayıp alnından öper. İslam Bey de onun ellerinden. Sonra Sıdkı Bey çocuğun nerede olduğunu sorar. İslam Bey Sıdkı Bey’e bütün olup biteni anlatır. Sıdkı Bey kızı yanına getirmesini söyler. Sıdkı Bey Zekiye’ye sorduğu suallere aldığı cevaplardan kendi öz kızı olduğunu; Zekiye de yüzündeki duruşun aynı ninesi ve abisinin yüzündeki duruş olduğunu görerek Sıdkı Bey’İn öz babası olduoğunu anlar. Baba kız kucaklaşırlar. Sevinçlerine diyecek yoktur.
Bu esnada Abdullah Çavuş eratın önüne düşmüş onları “Arş Yiğitler Vatan İmdadına” marşını söyleterek yürütmektedir. Sıdkı Bey’in önüne gelince dururlar. Sıdkı Bey erat önünde şu tarihi konuşmayı yapar:
“Arslanlanml Doksan gündür çekmediğiniz belâ görmediğiniz ceofâ kalmadı. Osmanlıların namusunu göklere çıkardınız. Vatan sizden hoşnuttur. ..Vatanımızın faydasını koruduk yine de koruruz. Her zaoman koruruz. Biz her zaman bu yolda ölmeye hazırırz. Yaşasın vatan! Yaşasın Osmanlılar!”
Askerler de hep bir ağızdan: “Yaşasın vatan! Yaşasın Osmanlıolar!” dîye haykırır ve perde kapanır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Acemi Forum Eğitim & Öğretim :: Kitap Özetleri -
Powered by phpBB © Acemi Forum
Copyright © 2007 By [-İDLE-] & adegerli33