Hücre bölünmesi sırasında kromozomların ‘dansları' ilk ortaya çıkarıldığı 19. yüzyıl sonlarından beri biyologların ilgisini çekmekte. Bölünme sırasında genetik bilginin hücrelere doğru biçimde dağılmasında anahtar rol oynayan “kromozom-mekik” bağlantısının molekü-ler özellikleriyse uzun süre gizemini korudu. Her bir hücre döngüsü sırasında yaşamın ‘damgası' konumundaki genomdan yeni bir kopya elde edilmesi ve bu genetik malzemenin de bölünmeyle ortaya çıkan yavru hücrelere eşit biçimde dağılması sözkonusu.
Süreçteki hatalarsa genetik kaynaklı bozukluklarla olduğu kadar kanserle de sonuçlanabiliyor. Bir canlının genomunun, türüne bağlı olarak değişen sayıdaki kromozomlara doğru biçimde dağılmasıysa, “mikrotübül” adı verilen özel protein polimerlerine bağlı. Genom kopyalandıktan sonra bu mikrotübül polimerleri, her iki ucu da tam olarak birer ‘genom takımı'na bağlanan mekik biçimli bir yapı oluşturuyorlar. Kromozomların bu mekik mikrotübül polimerlerine bağlanmaları engellendiğinde, hücre çoğalmasının durdurulabileceği biliniyor (bu, birçok kanser türünün tedavisinde yararlanılan bir mekanizma). Bilinmeyen, bağlantının kendisinin nasıl kurulduğu.
ABD’deki California Üniversitesi (San Diego) Tıp Okulu ve Ludwig Kanser Araştırma Enstitüsü araştırmacıları, bölünme sırasında genomun iki kopyasının birbirinden ayrılmasında devreye giren kromozom-mekik bağlantısının yapısındaki bir protein grubunu ortaya çıkararak bu konuda önemli bir adım atmış oldular. Bu protein grubunun en basit tek hücreli canlılarda bile bulanmasıysa, bu görevinin oldukça eski ve korunmuş olduğunu gösteriyor. Bu, kanser hücrelerini hedefleyen yeni ilaçların geliştirilmesi anlamına da geliyor.
Şu anda kemoterapide kullanılan ilaçların hemen hepsi bütün vücut hücrelerindeki mikrotübülleri etkilemekte. Bulgular doğrultusunda geliştirilecek yeni ilaçlarınsa yalnızca bölünmekte olan kanser hücrelerini hedef alabilmesi olasılığı yüksek.
Ekibin bir başka çalışmasıysa, hücrenin kromozom-mekik bağlantılarındaki hataları ayırdederek bölünme sürecini durdurmasına olanak tanıyan ikinci bir protein kompleksini ortaya çıkarmış bulunuyor. Bundan sonraki adım, bu mekanizmanın tam olarak nasıl işlediğini bulmak olacak.